DEHB, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu demektir. Dikkatin kolayca dağılması, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik yani aklına geleni hemen yapma, sonucunu düşünmeden hareket etme belirtilerinin kişinin yaşamını olumsuz etkileyecek boyutta olmasıyla kendini gösteren psikiyatrik bir bozukluktur.

Dikkatsizlik, hareketlilik, dürtüsellik hepimizde zaman zaman görülebilir. Ancak DEHB tanısı olan kişilerde bu belirtiler çok daha sık, daha şiddetli ve yaşamı etkileyecek düzeydedir. Bu nedenle DEHB kişinin aile hayatından sosyal ilişkilerine, okul başarısından kendine güven ve benlik saygısına kadar çok çeşitli alanda olumsuz etkileri olan önemli bir ruh sağlığı sorunudur.

Anne babaların DEHB olan çocukları hakkında en sık dile getirdikleri yakınmalar şunlar oluyor. ‘’bizi duymuyor, söylediklerimizi yapmıyor ya da defalarca söyledikten, bağırdıktan sonra yapıyor, günlük basit işlerini yapmıyor, çok ısrarcı, dediğini yaptırana kadar uğraşıyor.’’

Öğretmenler ise bu çocukları tipik olarak şu şeklide tanımlarlar. ‘’çok hareketli, uzun süre bir yerde oturamaz. Sınıfta çevresiyle fazla ilgili, dersi dinlemiyor, sık sık yerinden kalkıyor, izin almadan konuşuyor. Kurallara uymuyor, düşünmeden hareket ediyor, yaptıktan sonra üzülüyor, özür diliyor’’.

Bu tanımlamalar buzdağının sadece görünen tarafını anlatmaktadır. DEHB sadece fazlaca hareketli olmak, sadece ders dinleyememek ve düşünmeden hareket etmekle sınırlı basit bir sorun değildir. DEHB olan bir çocuk çevresinden sürekli uyarı, eleştiri alan, istenmeme, dışlanma ve hayal kırıklıkları nedeniyle özgüveni sarsılmaya aday bir çocuktur. Kendisine yardım etmeye çalışan annesiyle sürekli çatışan, bir anda öfkeyle bağıran, hemen ardından pişman olan, ne zaman öfkeleneceği, neye üzüleceği belli olmayan bir çocuktur.

O yüzden çocuğunda bu problemleri yaşayan ve artık baş etmekte çok zorlanan aileler mutlaka çocuk ve ergen psikiyatristinden yardım almalıdırlar.